2024 – 2025 Yılı Adli Yıl Açılış Töreni gerçekleştirildi. Çelenk Sunumunun ardından Baro Başkanımız Av. Egemen Gürcün Adli Yıl Açılışı konuşmasını gerçekleştirdi.
Baro Başkanımızın konuşma metni:
Sayın Valim, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım, Sayın önceki Dönem Baro Başkanlarım, çok değerli hakim, savcı ve avukat meslektaşlarım, Protokolün kıymetli üyeleri, Basınımızın değerli temsilcileri ve kıymetli Tekirdağ halkı
Sizleri Tekirdağ Barosu adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Geçmişte kaybettiğimiz meslektaşlarımızı, yargı şehitlerimizi, vatanımız uğruna can veren güvenlik güçlerimizi, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarını minnet ve rahmetle anıyorum.
Değerli katılımcılar,
Yargının kurucu unsuru olan “bağımsız savunma”yı temsil eden biz avukatlar, hukuk devletinin asli unsurlarından olan yargı bağımsızlığının da teminatını oluşturmaktayız.
Yurttaşların adalet arayışında yanı başında duran ve onların hak arama özgürlüğünün güvencesi olan yine biz avukatlarız. Yargılama meşruluğunu savunmadan, avukatın varlığından alır.
Avukatlık Kanunu’nun 1. maddesinde belirtildiği üzere, avukatlık hem kamu hizmeti hem de serbest bir meslektir. Aynı madde, savunmanın yargının kurucu unsuru olduğunu da vurgulamaktadır. Avukatlar verecekleri nitelikli avukatlık hizmeti ile sosyal ve ekonomik gelişmeye doğrudan etki etmektedir. TBB Kurucu Başkanı Av. Prof. Dr. Faruk Erem’in ifadesi ile avukat “sosyal konuların yüksek mühendisi” dir.
Avukatların, bireylerin haklarını etkili bir şekilde savunabilmesi için herhangi bir kısıtlama, baskı veya tehdit olmadan, mesleki standartlara uygun ve yeterli ekonomik refah içinde çalışmaları gerekmektedir.
Elbette etkili bir avukatlık hizmeti, ancak tam bağımsız bir yargı ile mümkündür. Yargı bağımsızlığı ve güçlü savunma sayesinde evrensel hukuk normlarına dayalı sağlam bir hukuk devleti inşa edilebilir. Öte taraftan, Avukatlık Kanunu’nun 76. maddesi, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunma görevini barolara vermiştir; bu nedenle, tüm hukuk ve insan hakları ihlalleri baroların görev alanındadır.
Barolar da avukatların savunmadaki rolünü güçlendirerek ve hukukun gelişimine katkı sağlayarak yurttaşların temel haklarının korunmasında kritik bir görev üstlenmektedir. Bu bağlamda, Avukatlık Kanunu'nun yüklediği sorumlulukla adaletin tesisi ve hukukun üstünlüğünün korunması adına, kimden ve nereden geldiğine bakılmaksızın hukuk ihlallerine karşı cesur ve kararlı bir şekilde mücadele etmek görevimizdir. Bu açıdan, kurumsal gelenekleri ve bir hukuk kurumu olma kimliğiyle Tekirdağ Barosu, yalnızca ilimizde değil, ülke genelinde insana, doğaya ve tüm canlılara yönelik her türlü hak ihlaline karşı tavır almaya ve bu sorumluluğunu yerine getirmeye devam edecektir.
Bu noktada ifade etmek gerekir ki İsrail'in dünyanın gözü önünde Filistin’de uyguladığı soykırım ve insanlık suçları, yaşam hakkının kutsallığını her zamankinden daha güçlü bir şekilde savunmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Bu konuda Baromuzun ve TBB’nin başlattığı ulusal ve uluslararası yasal girişimleri kararlılıkla takip edeceğimizin ve İsrailli yöneticilerin ülkemizde ve Uluslararası Ceza Mahkemesinde cezalandırılmaları gerektiğinin altını bir kez daha çiziyoruz.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi'nin meslektaşımız ve Hatay milletvekili Can Atalay hakkındaki kararlarına uyulmaması hukukun üstünlüğü açısından konuyu kişinin bireysel durumu ile sınırlı bir mesele olmaktan da çıkartmıştır. Anayasa Mahkemesi kararlarının tanınmaması, hukuk sistemimizin güvenilirliğini ve etkinliğini ciddi şekilde zedelemekte, hukukun üstünlüğünü savunma sorumluluğumuzu da artırmaktadır.
Kıymetli katılımcılar,
Avukatlar, iş alanlarının giderek daralması ve yaşanılan ekonomik zorlukların getirdiği ciddi mali sorunlar yaşamaktadır. Bu bakımdan avukatların güçlü bir şekilde mesleğini ifa edebilmesi önündeki engellerin ve sorunların da ortadan kaldırılması zorunludur. Bugüne kadar avukatlık mesleğine ve Barolara dönük bir takım olumlu çalışmalar yapılmış ise de esasen bunlar bizlerin gerçek sorunlarını çözümünde yetersiz kalmış, yargı reformu hazırlıklarında baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin ilettiği görüşler maalesef dikkate alınmamıştır. Öte yandan birbiri ardına açılan hukuk fakülteleri neticesinde avukat sayısındaki orantısız artış ve avukatların iş alanlarının daralmasıyla ortaya çıkan ekonomik sıkıntılar, avukatlık mesleğini itibarsızlaştıran eylem ve söylemler yanında avukata dönük engellenemeyen şiddet vakaları ile kadim mesleğimizi icra etmek giderek zorlaşmıştır.
Bu sorunlarımızı konuşmak üzere 27 Nisan’da Ankara binlerce meslektaşımızla gerçekleştirdiğimiz “Büyük Savunma Mitingi”nde ifade edilen; Avukatların birikmiş adli yardım ücretlerinin tek seferde ödenmesi, Adli Yardım ve CMK ücretlerinin KDV’den muaf tutulması, genç avukatlara Bağ-Kur prim desteği, CMK ücretlerinin artırılması, kamu avukatlarına söz verilen özlük haklarının teslim edilmesi, avukatlara yönelik şiddete karşı caydırıcı cezaların getirilmesi, hukuk fakültelerine girişte başarı sıralamasının yükseltilmesi gibi bir kısım acil taleplerimizin karşılanması mesleğimize nefes aldıracak pansuman niteliğinde düzenlemelerdir.
Unutulmamalıdır ki; Yurttaşlarımızın haklarını esaslı bir biçimde kullanabilmesi, onların temsilcisi olan avukatların her türlü sosyal ve ekonomik kaygılardan uzak etkin bir meslek ifa etmesi ile doğru orantılıdır. Bu bakımdan artık Türkiye’de yargı reformunun yanı sıra kapsamlı bir “Savunma Reformu”na ihtiyaç bulunmaktadır. Bu reformu Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu vatandaşlarının öngörülebilir bir hukuk sisteminde güçlü bir savunma ile var olmasını sağlamak adına gerçekleştirmemiz gerekmektedir.
Değerli Katılımcılar;
Avukatlar olarak içinde bulunduğumuz ve her gün hissettiğimiz tüm olumsuzluklara karşın umut hep var ! Zira, insan haklarının gelişimi sürecinde tarih boyu tehditlere maruz kalan, canları pahasına mesleğini yürüten avukatlar asla umutsuzluğa kapılmadılar. Mustafa Kemal Atatürk’ün de belirttiği gibi “Umutsuz durumlar yoktur, Umutsuz insanlar vardır”. Türkiye’de avukatlar, her türlü zorluğa rağmen mesleğin onurunu korumak yolunda dik durmaya ve umudu yaşatmaya devam edecektir. Bizlere bu kararlılık ve azmi veren, mesleğimizin tarihsel kodları yanı sıra, en büyük eseri olarak nitelediği Cumhuriyeti bizlere miras bırakan ve en sıkıntılı anlarda dahi mücadeleden asla vazgeçmeyen kurucu önderimizdir.
Türkiye Cumhuriyetinin 100. yaşında, bir ulusun kaderini değiştiren mavi gözlü devrimcinin izinde vazgeçmeden yürüyen, Atatürk ilke ve inkılaplarını rehber edinen Tekirdağ Barosu mensupları olarak, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, insan hak ve özgürlükleri ile Cumhuriyet kazanımlarının korunması mücadelesinde her zaman taraf olacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle, hukukun her zaman üstün tutulduğu, hakların eksiksiz korunduğu ve adaletin her daim rehberimiz olduğu bir yıl geçirmemizi temenni eder, meslektaşlarımıza başarılar, yargı camiamıza huzur ve adalet dolu bir yıl dilerim.
Saygılarımla,
Avukat Egemen GÜRCÜN
BARO BAŞKANI